Avatar Filminden Fırlamış Gibi Görünen Bu Devasa Yürüyen Makinelere Ne Oldu?
Bir zamanlar savaş alanında devrim yaratacak yeni ve güçlü bir askeri makine geliştirildi. Bu 18 metrelik devasa canavar, düşmanların üzerinde yükseliyor ve saatte yaklaşık 56 kilometre hızla ilerliyordu.
Vietnam Savaşı’nı kazanmak için son koz olarak görülen bu iki ayaklı mucizevi makine, neden hiç kullanılmadı dersiniz?
Her şey, 1950’lerde başladı.
II. Dünya Savaşı’nın bitiminden sonra dünya, yeni teknolojilerin patlamasını yaşadı. Nükleer enerjiden mikrodalgalara kadar birçok yenilik hayatımıza girdi.
Ancak bir icat, diğerlerinden çok daha ileri düzeydeydi: Devasa mekanik giysiler.
General Electric (GE), ABD ordusunun atom silahlarının üretimi sırasında radyoaktif maddeleri işleyebilmesi için yeni yollar arıyordu.
Bu nedenle mühendis Ralph Mosher liderliğinde “Handyman” adlı iki kollu bir manipülatör geliştirildi.
Handyman, radyoaktif maddeleri güvenle manipüle edebilmek için tasarlanmıştı.
Operatörün her hareketi, manipülatör kollarına aynı şekilde yansıtılıyordu. Ancak bu teknoloji, taşınabilirlik sorunları nedeniyle pratik değildi.
Bu yüzden GE, Hardiman adında bir sonraki versiyonu geliştirdi. Hardiman, kullanıcıların 680 kilogramlık yükleri kaldırabilmesini amaçlıyordu ancak 1,5 ton ağırlığında olması kullanımı pratik olmaktan çıkardı.
Pedipülatör’ün sorunlarını çözmek için daha kısa ve daha dengeli bir model olan yürüyen kamyon robot geliştirildi. Bu model, 3 metre boyunda ve 1.360 kilogram ağırlığındaydı.
Ancak yine de pratik kullanımı zordu ve hidro-mekanik sistemler nedeniyle yoğun fiziksel çaba gerektiriyordu.
General Electric’in geliştirdiği bu devasa makineler, birçok yenilikçi özellikle donatılmış olmasına rağmen gerçek savaş koşullarında test edilemedi.
Ancak bu teknoloji, bugünkü robotik dünyasının temel taşlarını oluşturdu. Ralph Mosher, daha sonra Robotics Inc. adında kendi şirketini kurarak bu teknolojiyi su altında ve uzayda kullanılan robotik kollar geliştirmek için kullandı.
Bugün, Boston Dynamics gibi firmalar sayesinde bu tür teknolojilerin yeniden hayat bulduğunu görüyoruz.
İlginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz: